Gergin ve içe çökük bir karın, karın kaslarının yarattığı gölge oyunları, çekici bir göbek deliği, belki üzerinde güzel bir piercing, belirgin bir bel çukuru, tüm kadınların hayallerini süsleyen bir görüntü. Sadece kadınlar değil, erkekler de gergin bir karın ve baklava şeklinde görünen adale paketlerinin peşinde. Düzgün bir karın hem gençliği, hem aktif ve sportif bir kişiliği çağrıştırıyor. Ancak orta yaşa gelindiğinde karında ve belde yağlanma başlıyor, doğumlar karnı gevşetiyor, ciltte çatlaklar gelişiyor, göbek deliğinin şekli bozuluyor, özellikle oturulduğunda tüm karnı ve beli saran bir simit oluşuyor. Giysi seçerken en büyük kaygımız bu görüntüleri gizlemek haline geliyor. Pantolonun kenarlarından taşan yağlar, kemerin üzerine dökülen göbek her iki cinsi de itici kılan görüntüler. Karın bölgesi bir kez bozuldu mu tekrar eski haline gelmesi çok güç. Aylarca yapılan sporla elde edilen birazcık düzelme, bir haftalık tatilin ardından yerini yine eski can simidine bırakıyor.
Karın bölgesine yapılan estetik girişimler özellikle orta yaş sonrası kadınların en çok talep ettikleri ameliyatlardan birisi. Bu bölgede gelişen sorunlara yönelik farklı cerrahi çözüm seçenekleri mevcut. Ancak yapılan işlemin korunması yine hastaya düşmekte. Hastaların ameliyat sonrası kilo almamaları, düzenli spor yapmaları, cilt bakımlarına özen göstermeleri çok önemli.
Karın bölgesi estetiği ile ilgili sıkça sorulan sorular:
Karın bölgesinde karşılaşılan estetik sorunlar nelerdir?
Sorunların dört bölgede geliştiğini söyleyebiliriz:
- Karın içinde oluşan yağlanma: Yaşla, kilo alma ile ve özellikle de düzenli alkol kullananlarda oluşan bu yağlanma daha çok erkeklerde gözleniyor. Bu tür hastalarda göbeğin hem üstü, hem altı gergin oluyor. Kuvvetli bir yemek sonrasında bu şişkinlik ve gerginlik endişe verici bir boyuta ulaşabiliyor. Karın içi yağlanması kalp hastalıklarının da habercisi olduğundan önemli bir sağlık sorunu.
- Karın kaslarındaki gevşeme: Özellikle doğumlar sonrasında karın adaleleri iki yana açılıyor ve karın içerisindeki organlar bu açıklıktan dışarıya doğru bombeleşiyorlar. Gebelik ve yeterince spor yapmama nedeni ile bu sorun daha çok kadınlarda görülüyor. Özellikle ikinci doğum sonrasında spor da pek fayda etmiyor. Bazen bu açılma çok ileri boyutlarda oluyor ve göbek fıtıklarına neden olabiliyor.
- Deri altında yağlanma: Beslenme alışkanlıkları, yaşam biçimi, genetik ve ırksal faktörler bu yağlanmanın şeklini ve miktarını belirliyor. Yağlanma kadınlarda belde, göbek üstünde ve altında (aşk yastığı), erkeklerde ise daha çok göbek altında ve belde (aşk kulpları) gelişiyor.
- Deride gevşeme: Derideki gevşemenin en önemli iki nedeni gebelik ve aşırı kilo alıp vermeler. Her ikisi de derinin elastikiyetini bozuyor. Yaygın çatlaklar bozulmuş deri elastikiyetinin en önemli göstergesi.
Bu sorunların çözümü var mı?
Karın içinde oluşan yağlanmanın diyet ve egzersiz dışında bir çözümü yok. Bu tür göbeklenme kalp hastalıkları için de önemli bir risk oluşturduğundan hastaların yaşam biçimlerini, beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri gerekiyor. Özellikle erkek hastalarda bu tür yağlanma daha yaygın ve erkeklerin birçoğu karın germe için uygun aday değiller.
Karın kasları egzersizle kuvvetlendirilerek karın duvarındaki gevşeme azaltılabilir. Ancak birden fazla doğum yapanlarda ve düzenli spor yapmayanlarda bu çok zor. Bu tür durumlarda cerrahi yöntemlerle karın kaslarını birbirine yaklaştırıyoruz ve karın duvarını gerginleştiriyoruz. Bu işlemi ya karın germe ameliyatları sırasında açık olarak, ya da endoskop yardımı ile cildi kesmeden yapıyoruz.
Deri altındaki yağla baş etmenin en önemli yolu diyet yapmak. Ancak genetik olarak kodlanmış ve diyetle ya da egzersizle verilemeyen bir yağ türü var. Kişi ne kadar kilo verse de bu inatçı yağ yerinde kalıyor. Hastaların yüzleri çöküyor, göğüsleri ufalıyor, yine de karın, bel ya da basendeki yağlardan kurtulamıyorlar. Bu tür durumlarda ya da diyetle kilo veremeyenlerde yağ şekillendirme cerrahisi (liposhaping) dediğimiz işlemleri yapıyoruz. İnce kanüllerle yağ dokusu çekiliyor ve gerekli görülen yerlere enjekte ediliyor. Yani liposuction ve lipofilling (yağ emme ve doldurma) işlemleri bir arada yapılıyor. Ancak yağ şekillendirme işlemlerinin tek başına yeterli olabilmesi için temel şart gergin ve elastik bir cilt. Çok kilo alıp vermiş, doğum yapmış, cildinde çatlaklar olan yaşı ileri hastalarda liposuction tek başına yeterli değil, mutlaka karın germe işlemleri de gerekiyor. Ancak kilosu fazla olmayan, deri elastikiyeti iyi, düzenli spor yapan genç hastalarda yağ şekillendirme cerrahisi daha da ileri götürülerek high-definiton liposhaping denilen ileri cerrahi işlemler yapılabilir. Karın ve bel bölgesi çukurlaştırılır, karın adaleleri belirginleştirilir, baklava dilimleri oluşturulur, alınan yağlar popoya verilerek çıkık ve yuvarlak bir popo görünüm elde edilebilir. Karın duvarı zayıf olan hastalarda endoskopik karın germe ve Hi-Def liposuction bir arada yapılabilir.
Deri elastikiyeti iyi olmayan, birden fazla doğum yapmış, çok kilo alıp vermiş, deride yaygın çatlakları olan hastalarda karın germe dışında bir seçenek yoktur. Bu hastalarda göbek genellikle aşağıya doğru bir kat yapmış durumdadır. Özellikle oturduğunda bu kat belirginleşir ve elle tutulabilecek bir simit halini alır. Deri bolluğunun durumuna göre göbek altında kalan derinin bir kısmı ya da tamamı alınır. Tamamı alındığında göbek deliği de deriden ayrılır ve daha yukarıda bir yere yerleştirilir. Göbek deliğinin yerinin değiştirilmediği işlemlere mini karın germe, ya da mini abdominoplasti, değiştirildiği işlemlere ise tam karın germe, ya da abdominoplasti adı verilir. Çok kilo vermiş ve tüm vücudunda gevşemesi olan hastalarda ise karın germe işlemi arka tarafa da uzatılır ve kuşak şeklinde çepeçevre bir doku çıkartılır. Bu ameliyata kuşak-lipektomi adı verilir.
Karın germe işlemleri kimlere yapılır?
İdeal karın germe hastası fazla kilosu olmayan, ama karın duvarı gevşemiş, göbek altında ve üstünde cilt fazlası olan, karnında ve belinde orta derecede yağlanması olan kadınlardır. Bu hastalarda önce bele ve karına yaygın bir liposuction yapılır, alınan yağlar gerekli görülürse kalçaya eklenir. Ardından çamaşır içerisinde kalacak şekilde, sezaryen insizyonunun yaklaşık üç katı uzunluğunda bir kesi yapılır. Karın derisi kaburgalara kadar kaldırılır, göbek deliği ciltten ayrılır, karın kasları tamir edilir ve karın daraltılır. Karın cildi aşağıya çekilerek göbek altında kalan bölüm atılır. Göbek deliği yeni yerine yerleştirilir. Alttaki kesik dikilir. Kalan izin çamaşırın dışına taşmamasına özen gösterilir.
Göbek üstünde deri fazlası yoksa ve karın duvarı çok gevşek değilse mini karın germe yapılır. Deri elastikiyeti çok iyiyse ama karın duvarı gevşekse endoskopik karın germe yapılır. Endoskopik karın germelerde kesik olmaz ya da eski sezaryen izinden girilerek yapılır.
Karın germe ameliyatı aşırı kilosu alan ve karnını taşıyamayacak halde olan hastalarda da yapılabilir. Bu tür durumlarda amaç estetikten çok hastayı yükten kurtarmak, hijyenik sorunlarını çözmektir.
Ameliyat sonrası dönem nasıl geçer?
Karın germe işlemleri hastane ortamında ve genel anestezi altında gerçekleştirilir. Ameliyat yapılan işlemlere bağlı olarak iki ila dört saat arasında sürer. Hasta ameliyattan dört saat sonra yemek yer ve ayağa kaldırılır. Yaygın inanışın aksine, doğru teknikler kullanıldığında ve uygun uyuşturucular ameliyat sırasında karın duvarına uygulandığında, karın ameliyatları fazla ağrılı işlemler değildir. Hastalar ertesi gün taburcu edilir, iki gün sonra banyo yapabilir ve yaklaşık bir hafta içerisinde normal yaşantılarına dönebilirler. Endoskopik karın germe işlemlerinde bu süreler çok daha kısa olur.
Karın ameliyatlarından sonra hasta memnuniyeti nasıl?
Karın ameliyatları vücut yapısını büyük oranda değiştiren işlemler. Hastalar önemli bir yükten kurtulurlar, giysi seçimleri kolaylaşır, spor konusunda motive olurlar. Ayrıca karın duvarının sıkılaşması barsak ve mesane sarkmalarını da önlediğinden kronik kabızlık ve idrar kaçırma gibi problemlerin de azalmasına yardımcı olur. Bu nedenle karın germe işlemlerinden sonra hasta memnuniyeti çok yüksektir.
Karın germelerden sonra hastaları en çok rahatsız eden dikiş izleridir. Ancak üzerinden zaman geçince izler büyük oranda silikleşir. Mini karın germelerde iz daha kısadır. Endoskopik işlemlerde ise hemen hemen hiç iz kalmaz.
Ancak yapılan işlemin korunması yine hastaya düşmekte. Hastaların ameliyat sonrası kilo almamaları, düzenli spor yapmaları, cilt bakımlarına özen göstermeleri çok önemlidir.